Diş Eti Kanamaları
Dişlerimiz, etrafını saran ve destek olan diş etleriyle birlikte çiğneme ve konuşma görevini üstlenir. Sağlıklı diş eti pembe renkte olup, sert bir kıvamda dişlerimize tutunur ve kanamaz. Aynaya baktığımızda kırmızı ve şişmiş bir diş eti ile karşılaşıyorsak, diş etlerimizde bir sorun var demektir. Ağız kokusu ve dişlerimizi fırçaladığımız zaman kanayan diş eti de diş eti hastalığının belirtileridir.
Yediğimiz besinler ve içeceklerden (özellikle şekerli ve asitli içecekler) sonra dişlerimiz üzerinde gözle görülmeyen bir bakteri tabakası oluşur. Bakteri plağı dediğimiz bu tabaka düzenli fırçalanmayan ve bakımı ihmal edilmiş dişler üzerinde büyüyerek diş taşı oluşumunu başlatır. Diş taşları zamanla dişin etrafını sararak diş etinde çekilmelere, iltihap oluşumuna neden olur. Tedavi edilmezlerse dişi destekleyen kemiğin kaybına ve ileriki dönemde diş kaybına neden olabilirler. Diş hekimi tarafından yapılan diş eti tedavisi ve diş taşı temizliği ile ağız kokusu, diş eti iltihabı, diş eti kanamaları önlenerek diş etleriniz sağlığına kavuşur.
Diş Eti Kanamasının Daha Sık Görüldüğü Durumlar
- Gebelik döneminde,
- Diyabet hastalarında,
- Bayanlarda adet dönemlerinde
- İlaç kullanımına bağlı durumlarda,
- Strese bağlı hallerde,
- Diş sıkma ve gıcırdatma durumlarında,
- Ağız ve diş bakımının yeterli yapılamadığı durumlarda.
Diş Eti Hastalığı Nasıl Oluşur?
Diş plağı ve diş taşları gingivitis denilen diş eti hastalığını başlatır. Gingivitisin belirtileri diş etinde kızarıklık, diş eti şişmesi, kötü koku, sıcak ve soğuk içeceklerle oluşan diş hassasiyeti ve diş eti kanamalarıdır. Bu rahatsızlık tedavi edilmez ise periodontitis denilen, dişlerin etrafını saran kemiğin erimesine yol açan bir hastalığa dönüşebilir.
Kemik kaybı, dişlerde sallanmalara ve diş kayıplarına sebebiyet verir. Dişlerin etrafını saran diş taşları dişlerin kök yüzeylerini de açığa çıkarır. Korunmasız olan kök yüzeylerinde çürük başlangıçları oluşabilmektedir. Diş eti hastalıklarının diş hekimi tarafından gözden geçirilip, tedavi edilmesi gerekmektedir.
İyi bir ağız bakımı (dişlerimizin en az 2 defa ve 2 dakika süre ile fırçalanması, diş ipi ve antibakteriyel ağız gargaralarının kullanımı) tedavinin başarısını olumlu yönde etkileyip, bu hastalıkların tekrarını önlemektedir.